Friday, September 30, 2005

ACEMI DE YAZAR ISKOCYA DA

Kasaplikta yavas yavas ustalasirken yazarlikta gittikce kotulesiyorum. Galiba bilgisayari ve basinda gecirilen zamani sevmiyorum.Yada tembelim demek daha dogru olur. Ne kadar uzun zamandir yazmamisim ama bu arada cok dolu gunler yasadim. Bir aksam kafami tam yastiga koyarken Iskocya ya gitme fikri geldi ve harika karimda buna katilip uc gun sonra iskocya ya uctuk. Edinburgh agustos ta gidilecek en guzel sehirlerden biri.Cunku festivaller zamani. Kac ayri festival vardi sayamadik. Ancak otel bulmakta cok zorlandik. Inanilmaz hareketli bir sehir, heryerde bir aktivite ,aralarda super biralar Harry potter in sehri gibi bir yer (satolar, bahceler). Tek hayal kirikligi et. Benim daha onceden edindigim bilgilere gore en iyi steaklarden birini burada yemem gerekir diye dusundum. Cunku Iskocya (highland) suyu ve otunun cok guzel olmasinin yani sira Aberdeen angus denen muhtesem hayvanin vatani. Hani her yerde angus steak dedikleri etin anavatani. Gel gorki biz o super eti yiyemeden donduk.Ne steakhouse larda ne de en iyi kasaplarda buldugum etler beni etkiledi.Emin olun ben size Turkiye de cok daha guzel etler gosteririm. Yani mesleki acidan tek faydasi Iskocya da bisey olmadigini gozlerimle gormus olmam. Bundan sonraki ilk kasap arastirmam Newyork ta olacak.