Tuesday, April 18, 2006
NewYork'da steakhouse turu
NewYork'a gelme sebeplerimizden en önemlisi et idi.En iyi kasaplar, en iyi steakhouse lar ve en iyi et. Newyork ta tribeca da Vasıf'ın bize ayarlardığı Anton adında bir arkadaşının evinde kalmaya başladık. Tribeca nefis bir yer. Kaldığımız evin tam karşısında Bazzini adında bir market ve içinde kahvaltı bölümü vardı.Hemen kasap Alex ile tanışıp, ondan gerekli bilgileri almakla işe başladım.İlk günün heyecanıyla , Madison Avenunün en başından 20 küsürlü bir sokaktan 102 e kadar canımız çıkana kadar yürüdük. Yaklaşık 1,5 senedir internet sitesini hatmettiğim, kitabını okuduğum ve gözümde büyüttüğüm idolum kasap Lobels a geldik. Ben kendimi tanıtıp , heyecanla konuşurken onlar gayet nazik işlerini yapıyorlardı. Etler nefis görünüyordu. Bütün kitaplarından satın aldım.Epeyce muhabbet ettikten sonra Yeşim in sıkıldığını farkedip nasıl olsa yine geliriz diye çıktık. Biraz hayal kırıklığına uğramıştım. Telefonda daha yardımcı idiler. Dry agingi orada yapmıyorlardı. İşi bilen birisi için orası sadece paketleme yapılan bir yerdi Kasap dükkanı değil.Ve fiyatlar hakkettiklerinin çok üstünde. Tabi bende madison avenue de olsam aynı olurdum.Newyork ta Ahmet adında süper bir arkadaşımız var. Çeşme de aqua yı işletmiş daha sonra sala adında nefis bir ispanyol restoranı manhattanda açmış. Ahmet,Yeşim ,Kuzenim Serdar ve ben ,Mark Joseph steakhouse (seaport da) a gittik.Öncesinde nefis bir bacon kızartma verdiler.Garson bize etleri ve dry aging anlattı. Peter luger dan ayrılmış. Steak for two yani bir kiloluk bir porterhouse. Herşey süperdi, ilk steak tecrübemiz çok başarılıydı . Bunu mutlaka Türkiye de yapabilmeliyim.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment